Açıklama
Zamanın unuttuğu bir tapınağın duvarlarında, ölümü kutsal sayan bir kabile yaşardı. Onlara göre kafatası, sonun değil; bilincin yeniden doğuşunun sembolüydü.
Her çizgi, bir ruhun yeryüzündeki izini temsil ederdi.
Her çiçek, karanlıktan filizlenen bir düşünceydi.
Sacred Skull, o kadim inancın yeniden yorumlanmış hali.
Karanlığın içinde yaşamın desenlerini, ölümün içinde güzelliği bulmak…
Bedenin geçici ama zihnin sonsuz olduğunu hatırlatmak için tasarlandı.